Fotoğraflarını ilk gördüğümde bir Avrupa şehrine benzettiğim şehir..
Gittiğiniz zaman gerçekten fark edeceksiniz ki Eskişehir gerek şehir planlamasıyla gerekse çevre düzenlemeleri ile modern bir İç Anadolu şehri. Şehrin içinde birçok yere ulaşmanızı sağlayan 2 tramvay hattı (2 hat az değil mi demeyin çünkü şehir o kadar da büyük değil :) ) Porsuk Nehri üzerinde uzanan renk renk köprüler, şehrin dört bir yanındaki heykeller, İstanbul’da görmeye maalesef hiç alışkın olmadığımız büyüklükte parklar var ve hepsi görülmeye değer.
Eskişehir’de yapabileceklerinizi hemen sıralayayım:
GEZME TOZMA
1- Porsuk Nehri üzerinde tekneyle ya da gondollarla gezinti
Evet yanlış okumadınız gondollarla :) İtalya’dagörmeye alışkın olduğumuz gondollar Eskişehir’e de gelmiş bulunmakta. Gondolların ilk örnekleri İtalya’dan getirilmiş ondan
İçinde yeşillikler, çocuk parkları, köprüler, şakırdayan sular, kafeler, yürüyüş
yolları, havuz ve İç Anadolu’da deniz havasını yaşatmak için yapay bir kumsal olan büyük bir park Kentpark. Diğer tüm özellikleriyle normal bir park olan Kentpark’ın en değişik özelliği şüphesiz içinde bir kumsalının olması.
Porsuk nehrinden alınan bir kol ve bu koldan gelen suyun arıtılmasıyla oluşturulan ince uzun bir havuz var burada. Kenarına kum dökülerek kumsal havası verilmiş ve hasır şemsiyeler bu kumsal resmi tamamlamış. Yazın uzak kıyılara gitmeden tatil havasının keyfine varılabilecek bir yer oluşturulmuş.
3- Sazovaparkı
Sazova Parkı da Kentpark gibi yine kocaman bir arazide konuşlanmış yemyeşil bir park.Bu parkın bir tarafında Sabancı’nın desteğiyle kurulmuş bir uzay evi var.Bayram gibi resmi tatillerde giderseniz benim gibi müzenin kapısında kalmış olursunuz :) Normal bir zamanda gitmek gerekiyor o yüzden Sabancı Uzay Evi’ne. Ancak müzenin hemen önünde birkaç ufak (!) fizik deneyi yapabilirsiniz :) Eski bir arabayı kol kuvvetiyle kaldırabileceğiniz bir kaldıraç yardımıyla kaldırıp birazcık güçlü hissedebilirsiniz kendinizi :)
Parkın diğer tarafında ise şatolar, korsan gemisi, kafeler, süs havuzları ve bu sularda yüzen sevimli hayvanlar sizi bekliyor.Şato dediysem ciddiye alın; gerçekten bir şato görünümünde olan bir yapı mevcut. Şatoda birden fazla kule bulunuyor ve kulelerin her biri Türkiye’nin başka başka yerlerinde bulunan mimari ve tarihsel öneme sahip kuleler örnek alınarak yapılmış.
Parkta bir de korsan gemisi göreceksiniz. Onun içine giriş için ise 1 tl ödemeniz gerekiyor. Bana kalırsa pek enteresan bir şey değil ama gitmişken yine de görülebilir :)Bir de parkın çevresinde tur atmanızı sağlayan ufak bir tren hattı var. Bu tren biraz oyuncak trenleri anımsatsa da keyifli bir tur imkanı sağlıyor. Bu da yine ücretsiz yararlanabileceğiniz bir hizmet.
İstanbul gibi büyük ve kalabalıktan taşan şehirlerde tam da ihtiyacımız olan tarzda bir yer, bir kaçış noktası hatta bir özgürlük noktası. Kalabalıklarda nefes alabileceğimiz yeşilliklere ihtiyacımız var,Eskişehir’dekiler gibi. İnsan özeniyor.
4- Anadolu Üniversitesi
Anadolu Üniversitesi’ni gezebilirsiniz. Burası için gördüğüm en güzel kampüse sahip , en derli toplu üniversitelerden biri diyebilirim. Hem yeşillikler içinde bir üniversite hem de kampüs içindeki bütün binalar son derece bakımlı. Üniversite tercihi yaparken gerçekten düşünülmesi gereken bir yer bence. Tabi büyük şehirden özellikle İstanbul’dan gelecek öğrenciler burayı fazla sakin bulabilir ama yine de başka bir şehirde öğrenci hayatı yaşamak isteyenler
düşünmeli bence.
5- Odunpazarı
6- Kurşunlu Külliyesi
Odunpazarı’nın içini gezdikten sonra yürüyerek ulaşabilirsiniz Kurşunlu Külliyesi’ne. Külliye yani bugünlü adıyla kompleks ya da kampüs diyebileceğimiz yapı, içinde cami, aşevi ve kervansaray gibi birçok bölümü bulunduruyor. Şimdi ise cami kullanıma açık olmakla beraber diğer bölümlerin bir kısmı el sanatları müzesi, satış yeri veya atölyesi olarak kullanılıyor.
Külliyede çeşitli sanat eserlerinin özellikle lületaşından yapılma görkemli pipoların bulunduğu bir sergi salonu bulunmakta. Eskiden sayısı 6000 civarını bunu önemli ustalar tarafından işlenmiş bu pipolardan günümüze 1000 küsur tanesi ancak ulaşabilmiş. Sebebi ise bu sanat eserlerine yeterince önem verilmeyip çeşitli sebeplerle satılmış ya da bazı kişilere hediye olarak verilmiş olması. Bunlar dışında ebru, teship gibi farklı sanat dallarına ait eserlerin sergilenip satışının yapıldığı bir bölüm daha var. Bir de cam atölyesi var ki merak edenlerin gitmesini öneriyorum. Cam atölyesinde ustanın gösteri vari bir edayla bir eseri nasıl ortaya çıkardığını görebilirsiniz.
Türkiye’de üretilen ilk otomobillerden olan beyaz devrim arabasını TCDD Müdürlüğü’nün bahçesinde görebilirsiniz. İlk yerli otomobil olan “Devrim” aynı zamanda aynı isimle yapılan 3 araçtan geri kalan tek araç. Diğerlerinin 1980’lerde kaybolduğu ya da hurdaya çıkarıldığını ancak akıbetlerinin tam olarak bilinmediğini anlattı oradaki
görevli. Yazık olmuş.
8- Eskişehir Atatürk Stadyumu
Futbol meraklıları için bunu da yazmamak olmazdı diye düşündüm :) Eskişehirspor’un sahasını görmek isteyenler için bir öneride bulanamayacağım çünkü stadı gezip gezemeyeceklerinden emin değilim ancak takımın kendi mağazası hemen stadın önünde bulunuyor. Takımın lisanslı ürünlerinden almak isterseniz haberiniz olsun :)
YEME İÇME
Çibörek ve balaban kebabı
Benim çiğbörek diye bildiğim böreğin asıl ismi aslında “çibörek”miş. Eskişehir’de en güzellerinden tadabileceğinize eminim. Porsuk nehrinin kıyısındaki kafelerden birinde ayran eşliğinde çibörek yemenizi şiddetle tavsiye ediyorum :) Bir porsiyonda 5 çibörek yanında iki çeşit sos ve ayranın fiyatı ise 5 tl. 5 tane kulağa çok gelse de insan dayanamayıp hapur hupur götürüyor börekleri bir anda :)
Ayrıca daha önceki kısımda belirttiğim gibi Odunpazarı’nın içinde Yağcızade Konağı’nda yöresel tatlardan bazılarıyla tanışabilirsiniz. Balaban kebabı, külleme cacık gibi.
Balaban kebabı da Eskişehir’de ismini birçok yerde görebileceğiniz bir başka yiyecek. Balaban aslında soslu pide üzerinde köfte, yanında soğan ve domatesle servis edeilen bir kebap. Köfte olmasına rağmen neden kebap dendiğini anlamasam da gayet lezzetli. Çok düşünmeden yiyin bence :) Bunun için ise önerebileceğim yer “Eskişehir Mutfağı” isimli mekan. Biraz merkezten uzakta kalsa da çok uzak sayılmaz burayı da kolayca bulabilirsiniz. Otobüs ile ulaşım sağlayabilirsiniz.
ULAŞIM
Eğer gezintinizi arabayla yapacaksanız bir harita yardımıyla her yeri kolayca bulabilirsiniz. Toplu taşıma kullanacaksanız her seferinde tek geçiş bileti alarak seyahatedebilirsiniz. Ancak “es kart” almanız daha uygun fiyata seyahat etmenizi sağlayacaktır. Eskart’ı almak için 6,5 tl ödüyorsunuz ondan sonra istediğiniz kadar para yükleyebilirsiniz.Biraz maceracı ruhu olanlara ise önerim ise şu ki; Eskişehir’i bisikletle gezmekde epey keyifli olabilir. Çünkü düz ayak bir şehir burası ve trafik açısından da rahat. Bisiklet ile şehri gezmek güzel geliyor kulağıma :)
bu tür parklar şehir insanına az da olsa nefes aldırmakta. Sazova parkıda gayet büyük bir alan üzerine kurulu ve bir gününüzü burada geçirebilirsiniz.